Şehzade Yahya, Osmanlı padişahlarından II. Murad'ın oğludur. Annesi, Trabzon İmparatorluğu'nda hüküm süren Komnenos Hanedanı'nın soyundandır. Şehzade Mehmed tahta çıktığında kardeşlerini öldürdüğü için birçok şehzadenin aynı kaderi yaşaması düşünülmüştür. Bu nedenle annesi tarafından saraydan kaçırılmış ve Makedonya topraklarında bir manastıra gönderilmiştir. Burada Hristiyan olarak yaşamını sürdürmüştür. Şehzade Yahya'nın babası 1603 yılında hayatını kaybedince tahta küçük yeğeni I. Ahmed geçmiştir. Şehzade Yahya'nın en büyük amacı, kendi hakkı olan tahtı ele geçirmektir. Ancak bu amacı ölene kadar gerçekleştirememiştir.

Şehzade Yahya, babasının ölümünden sonra 1603 yılında Avrupa'da sürekli olarak destek arayışı içinde bulunmuştur. Madrid, Roma, Floransa, Krakow ve Antwerp gibi birçok şehir ve ülkede destek aramıştır. 1617 yıllarında Sırp Ortodoks Kilisesi ile Nobırda ve Şan dağlarında birçok ayaklanma girişiminde bulunmuştur. Bu dönemlerde sipahi kılığına girerek yolculuk etmiştir. Kazakların desteğiyle İstanbul'a sefer düzenlemiş, ancak bu seferden istediği sonucu elde edememiştir. Avrupa saraylarında destek aramaya devam etmiş ancak yeterli desteği bulamamıştır. 1643 yılında Nobırda'ya dönmek zorunda kalmıştır. Bu bölgede bulunduğu zaman Karadağ'da çıkan çatışmalar sırasında hastalanmış ve bu hastalık nedeniyle hayatını kaybetmiştir.

Şehzade Yahya, on yedinci yüzyılın başlarında özellikle Balkanlar'da dinler arasındaki problemlerle karakterize edilen bir dönemde yaşamıştır. Osmanlı şehzadelerinin büyük çoğunluğunun Hristiyan geçmişi olan anneleri olduğu için bu durum daha iyi anlaşılabilir. O dönemde Balkanlar bölgesinde Osmanlı askerleri varlığını kabul ettirmiş görünse de gizlice bağımsızlık amacı güden bir halk vardı. İskender Bey gibi önemli örnekler mevcuttu. Osmanlı egemenliğini tanımak istemeyen bölge halkı için Şehzade Yahya'nın varlığı bir fırsat olarak görülse de Yahya'nın tahta geçerse Hristiyan olarak hüküm süreceği düşünülmüştür. Osmanlı topraklarında Şehzade Yahya'nın Hristiyanlığı yayacağı bir varsayımdır. Şehzade Yahya, Hristiyan bir şekilde yaşamış olsa da Müslüman bir babanın oğludur. Padişahların tahta olduğu zamanlarda oğulları arasında taht kavgası yaşanması ve şehzadelerin öldürülmesi sık rastlanan olaylardandı. Babalar bile oğullarını taht düşmanı olarak gördükleri için kendi elleriyle evlatlarının canına kıymışlardır. Şehzadelerin hayatları taht mücadelesine göre şekillendiği için oldukça sıkıntılı bir dönemden geçerdi. Şehzade Yahya da yaşadığı hayat içinde belirli bölgelerde yaşamış ve kendisine bir düzen kuramamıştır. Amacına ulaşamadan, amansız bir hastalık nedeniyle hayata gözlerini yummuştur.