{ "title": "Şehzade Murat", "image": "https://www.sehzade.gen.tr/images/sehzade-murat.jpg", "date": "20.01.2024 02:19:56", "author": "Gül", "article": [ { "article": "
Şehzade Murat, Yüzyıllar öncesine dayansa da nice yaşanmış hayatlar vardır. Öyle ki, okuduğumuzda kalbimizde hissederiz. Değerli okurlarımız, işte bu neslin binlerce yıl önce gerçekleşen olaylarına dair sizler için hazırladığımız Şehzade Murat konusuna değineceğiz. 1574-1595 yılları arasında, yaklaşık bir asırlık dönemde; Şehzade Murat 4 Temmuz 1546 yılında Manisa'nın Bozdağ yaylasında dünyaya gelmiştir. Babası II. Selim, annesi İtalyan asıllı bir cariye kökenli olan Nurbanu Sultan'dır. Şehzade Murat Orta boylu, kasları güçlü, giyinmesini sever, gösterişli elbiseler giyer, kumral sakallı, ela gözlü, mücevher takmaktan hoşlanan beyaz tenli bir şehzadeydi. Oldukça cömert olan Şehzade Murat, insanlara yardım etmeyi de çok severdi. Merhametli bir kişiliğe de sahip olan Şehzade Murat, iyi bir eğitim alarak Arapça ve Farsça öğrendi. Babasının 1558 yılında Manisa sancakbeyinden Karaman valiliğine tayin edilmesi üzerine, dedesi Kanuni Sultan Süleyman tarafından Alaşehir sancakbeyine tayin edilmiştir. Babası Sultan II. Selim padişah olduktan sonra da tekrar Manisa sancak beyine atanmıştır. Şehzadeliği sırasında bulunduğu Manisa da en değerli ulema hocalarından dersler aldı. Osmanlı padişahları içerisinde en alim olan padişahlardan birisidir. Babası II. Selim, vefat ettikten sonra 22 Aralık 1574'te İstanbul'a gelerek Osmanlı tahtına oturdu. Tahta çıktıktan sonra saltanatı boyunca İstanbul'dan hiç ayrılmadı. Tarih kaynaklarına göre; İmparatorluk haline gelen Osmanlı Devleti'nin çöküşü III. Murat zamanında başladığı kitaplarda yazılmıştır. Şehzade Murat'ın zevkine ve sefaya düşkün olduğu dönemlerde annesi Nurbanu Sultan ve söz konusu kişileri ve devlet yönetimini olumsuz yönde etkilenmiştir. Bu nedenle sarayda iktidar savaşı başlamış ve hazinenin sıkıntı içine girdiği belirtilir.

Şehzade Murat Dönemi; Şehzade Murat'ın saltanatı sırasında saray giderleri sürekli artmış ve saray mensuplarının rüşvet karşılığında devlet görevlerini ehli olmayanlara verilmiş. Bundan dolayı, ölümünde bıraktığı büyük miktardaki borç iç hazineden ödenmişti. O dönemin gümüş parası değeri ile sürekli oynanmış, yiyecek fiyatları artmıştı. Bu yüzden ücretlerin alım gücü düşmüş ve sık sık tekrarlanan kapıkulu ayaklanmaları olmuştur. Kapıkulu askerlerinin anlayışına göre, devlet ocak içindir, şeklindeki sözleri benimsemeleri Şehzade Murat dönemiyle başlamıştır. Kendisinin yazdığı dini ve şiirleri vardır. Bunlar; Türkçe Arapça Farsça divanları olan III. Murat; Fütuhat-ı Siyam adlı tasavvuf konulu bir eseri yazmıştır. Sancakbeyi olduğu dönemde Manisa da Muradiye Külliyesi'ni ve İstanbul'da Ayasofya'da babasının Yahya Efendi türbelerini yaptırmıştır. Ayrıca Mekke ve Medine de medrese yaptırmış. Kâbe duvarlarını tamir ettirmiş, suyollarının temizlenmesi sağlamıştır. Yine kendi adına Mora'da Modon kalesi içindeki cami ile Navarin'de bugün hala ayakta duran camiyi yaptırmıştır. Osmanlı padişahlarının 12. Sidir. 20 yıl saltanat süren Şehzade Murat 49 yaşında felç geçirerek ölmüş ve yerine büyük oğlu III. Mehmet geçmiştir. 16 Ocak 1595 günü cenazesi törenle kaldırılıp Ayasofya avlusunda II. Selim Türbesi'nin yanına defnedildi. III. Mehmet tıpkı babasının 20 yıl önce yaptığı gibi önce Mudanya'ya, oradan bir tekneyle İstanbul'a gelip tahta geçtikten sonra III. Murat'ın ölümü resmen açıklanmıştır. Konumuz Osmanlı Tarihi olunca dinlerine ve törelerine sımsıkı bağlı kaldılar. Osmanlı insanı kıble yürekliydi. Faziletliydi, çevreciydi, dürüsttü, medeniydi, nazikti; Cihana örnek olmuştu. Osmanlı'da güçlü olan haklı değil, haklı olan güçlüydü. Gayret sahibiydi, zaferler ve başarılar onlar için hayatın bir parçasıydı.
" } ] }