{ "title": "Osmanlı Şehzadeleri", "image": "https://www.sehzade.gen.tr/images/osmanli-sehzadeleri.jpg", "date": "20.01.2024 18:48:28", "author": "Selen Karadeniz", "article": [ { "article": "Osmanlı şehzadeleri, Osmanlıların devlet yönetiminde uygulananlar Oğuz töresi olarak tanımlanır. Buna göre mülkün sahibi hanedandır. Devlet hanedan üyeleri tarafından ortak yönetilirdi. Devlet başkanının seçilmesinde yazılı bir sistem olmasa da kesin fiili bir sistem de bulunmamaktadır. Hanedandaki her üye devlet başkanı olabilirdi. Hanedanda bulunan en hırslı, kabiliyetli şehzade devletin başkanı olurdu. Bu şehzadeler arasından en kalitelisini seçme olanağı verse de bazen karışıklığa neden olurdu. Osmanlı şehzadeleri eğitimlerinin bir bölümünü sarayda alır, alimler, bilginler şehzadelere hocalık ederdi. Arapça ve Fransızca yabancı dillerini kesinlikle öğrenirlerdi. Sarayda bulunan üçüncü avluda iç oğlanlarla silah kullanmayı ve ata binmeyi öğrenirlerdi. Aldıkları nazari bilgilerin yanı sıra, bunların eğitimini idare ettikleri sancaklarda öğrenirlerdi. Osmanlı şehzadeleri hakkında merak edilen konuları sizler için bir araya topladık.

Osmanlı şehzadelerinde sancağa gönderilme ne zaman bitti?

Kanuni Sultan Süleyman döneminde Şehzade Beyazıd'ın isyanıyla, sancağa sadece veliaht şehzade gönderilmeye başlanmıştır. 2. Selim'in oğlu 3. Murat ile 3. Murat'ın oğlu 3. Mehmed Manisa'da sancakbeyi görevini yapmıştır. Veliaht şehzadelerin sancağa gönderilmesinin yanında diğer şehzadeler de Topkapı Sarayı'nda denetimde olurdu. Veliaht şehzadenin tahta çıkmasıyla ve kendisinin bir varisi olmasından sonra ise devletin bekası açısından diğer şehzadeler öldürülürdü. Sultan 3. Mehmet 1595 yılında tahta çıkınca büyük şehzade sancağa gönderilmedi. Tüm şehzadeler Topkapı Sarayı'nda yaşamına devam etti. 1. Ahmet 1603 yılında tahta çıkınca, kendi çocuğu olmadığından kardeşi Şehzade Mustafa'yı öldürmemiş, kendi oğulları doğduktan sonra da devletin ileri gelenleri kardeşini öldürmesini istememiştir. Bundan sonra Osmanlı şehzadeleri için 200 yıldır süregelen infaz sona ermiştir. Tüm hanedan üyeleri Topkapı Sarayı'nda denetim altında tutulmuştur.

Osmanlı şehzadeleri sancakları

3. Mehmed dönemiyle birlikte şehzadelerin sancağa gönderilmesi sona ermiştir. Ancak veliaht şehzadeye yine sancak tevdi edilmeye devam edilmiştir. Hanedandaki en büyük şehzadeye kâğıt üzerinde sancak idaresi verilirdi. Sancağa ise vekil bir devlet adamı gönderilirdi. Bu uygulama 4. Mehmed dönemiyle birlikte sona ermiştir.

Önceki uygulamada Osmanlı şehzadeleri babaları padişahlık yaparken, lala denilen tecrübeli devlet adamıyla beraber sancaklara vali atanırlardı. Bu sayede devlet idaresini uygulamalı olarak öğrenirlerdi. Şehzade sancağı olarak Amasya, Manisa ve Kütahya sancakları bilinirdi. Ancak sancak valiliği bu illerle sınırlandırılmamıştır. İmparatorlukta Bursa, Trabzon, İnönü, Konya, İzmit, Kefe, Şebinkarahisar, Balıkesir, Mudurnu, Menteşe, Kastamonu, Sinop, Teke, Çorum, Çankırı, Akşehir gibi illerde Osmanlı şehzadelerinin sancak valisi görevini yaptıkları illerdir.

Osmanlı şehzadeleri lalaları hangi görevi üstlenirdi?

İlk zamanlarda şehzadelerin yanında atabey denilen görevliler olurdu. Bu sistem daha sonradan geliştirilmiş ve şehzadelere verilen görevliler lala adını almıştır. Sancağa çıkan şehzadenin yanında olan lala, burasının idaresi ve şehzadenin eğitimiyle sorumlu olmuştur. Devletin merkezinden yapılan yazışmalarda muhatap şehzade yerine lala olurdu. Şehzadelerin her davranışından lala sorumlu olur, şehzadenin padişaha karşı bir faaliyette olmasını engellemekle sorumlu olurlardı. Şehzadelerin sancağa çıkması sone erince, yine lala tayini yapılmıştır. Bunlar saray görevlileri arasından tayin edilmiştir.

Osmanlı şehzadelerinin saraydaki yaşamı

4. Mehmed dönemiyle birlikte 1653 yılında hanedana ait şehzadeler Topkapı Sarayı'nda haremin bitişiğinde olan şimşirlik dene yerde yaşamışlardır. Buraya kafeste denmektedir. 12 odalı olan binada şehzadelerin rahat etmesi için her şey düşünülmüştür. Binanın çevresi yüksek duvarlar ve şimşir ağaçlarıyla çevrelenmiş olup, çift kilitlenen demirli iki kapısı bulunmaktadır. Şehzadegah da denilen binadaki kapılarda, önde ve arkada zenci hadım ağalar nöbet tutarlardı. Burası sağlam bir kale gibiydi. Buradaki Osmanlı şehzadeleri dışarı çıkamaz ve kimseyle haberleşme olanağına sahip olamazlardı. Hasta olduklarında bile tedavileri burada yapılırdı. Şehzadelerin bu yaşamları 18. Yüzyılla birlikte daha rahat olmuştur. 3. Osman döneminde 1753 yılından itibaren binanın şekli değiştirilmiş, duvarlar alçaltılmış ve ilave pencereler açılmıştır. Padişah başa saraylara giderken yanında şehzadeleri de götürmeye başlamıştır.

Padişahların şehzadelerle görüşmesi sadece bayram törenlerinde olurdu. Bu şehzadeler eğitimleri de daha az alırdı. Şimşirlik Osmanlılarda padişahların kardeşlerini infaz ettirmek istememeleri sonucunda oluşan bir sistemdi. Buna rağmen kötü niyetliler tarafından bazen padişahlara karşı tehdit olarak kullanılmışlardır. Şimşirlikte yaşam süren Osmanlı şehzadeleri zorunluluktan tahta çıktıkları zaman devlet silik bir dönem yaşamıştır. Çünkü iyi eğitim almıyor ve olaylardan haberdar olmuyorlardı. Bu nedenle zorlanıyor ve devlet adamları tarafından yönlendirilmek zorunda kalıyorlardı.

Osmanlı şehzadelerinin öldürülmesine ne zaman son verilmiştir?

Osmanlılarda kardeş katlinin sona ermesi için, katı bir veraset sistemi olmalıydı. Bu 17. Yüzyılda hanedanın en büyüğünün tahta çıkmasıyla sağlanmıştır. Kardeş katlinin meşrulaşması aslında, Osmanlıların altı asırlık devamında devletin içinde bölünmeyi engellemiştir. İmparatorlukta ilk kez 1. Ahmet'in kardeşini öldürmemesiyle kardeş katli sona ermiş, devamında bazı istisnalar olsa da bu şekilde devam etmiştir. Osmanlı şehzadeleri uygun görülen cariyerlerle cinsel ilişkiye girer, fakat çocuk sahibi olmalarına engel olunurdu. Sakal bırakmaları da yasaktı. Çünkü sakal padişahlık sembolü kabul edilir, sadece tahta çıkan şehzadenin irsal-i lihye denilen törenle sakal bırakması mümkündü.
" } ] }